Sigorta muamelelerine, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 33. maddesi F bendi uyarınca %5 oranında vergi uygulanmaktadır.
16.8.1991 tarih ve 20962 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 12.8.1991 tarih ve 91/2072 sayılı kararla BSMV oranı %5 olarak belirlemiştir. Söz konusu verginin yükümlüsü sigorta şirketleri olup, katma değer vergisinde olduğu gibi bu bir ara yükümlülüktür ve vergi netice itibari ile hizmetlerden yararlanan kimselere yansıtılmaktadır.
Ancak aynı kanunun 29. maddesine göre aşağıdaki istisnalar bulunmaktadır:
Kanunun 31. maddesine göre, sigorta şirketleri, iptal ettikleri sigorta muamelelerine ilişkin vergileri (yalnızca iptal tarihinden sonraki döneme ait olan kısmı), iptalin gerçekleştiği dönemde hesaplanan banka ve sigorta muameleleri vergisinden indirebilirler. Böylece, iptal edilen BSMV’lerin sonraki dönemlerde indirimine imkan tanınmaktadır. Bir sonraki dönemde indirilemeyen vergiler, daha sonraki dönemlerin beyannamelerinde indirim konusu yapılabilir.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 5. bölüm 40. maddesine göre “belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primler Yangın Sigorta Vergisi’ne tabidir.” Verginin mükellefi sigorta şirketleridir.
Yangın Sigorta Vergisi’nin matrahı, yapılan yangın sigorta muameleleri nedeniyle alınan primlerin tutarı olup, tespit olunan matrah üzerinden ödenecek Yangın Sigorta Vergisi nispeti %10’dur.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 14. maddesi ile oluşturulan Güvence Hesabı, 26.7.2007 tarih ve 26594 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Güvence Hesabı Yönetmeliği” ile düzenlenmiştir.
Hesabın gelirleri şunlardır:
Söz konusu yönetmeliğe göre Zorunlu Sigorta veya Yeşil Kart Sigortası yaptıranlardan aşağıdaki oranlarda kesinti yapılarak Güvence Hesabı’na aktarılır.
Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu, 19.07.1998 tarih ve 23407 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu Yönetmeliği ile oluşturulmuştur. 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanununun değişik 91. maddesine göre tahsil edilen %5 Mali Sorumluluk Sigortası payı bu fona aktarılır.
Her türlü sigorta işlemleri, Katma Değer Vergisi ve Damga Vergisinden muaftır.
Sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları,
İndirim konusu yapılacak prim, aidat ve katkıların toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde, ödendiği ayda elde edilen ücretin %5’ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancı düzenleyen maddeleri, işverenlerin çalışanları adına ödedikleri şahıs sigorta primlerini ticari kazançlarının hesaplanmasında gider olarak kabul etmemektedir. Yanı sıra, Gelir Vergisi Kanunu işveren tarafından çalışana sağlanan para veya para ile ifade edilen menfaatleri ücret olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle, işverenler tarafından ödenen şahıs sigorta primleri, çalışan adına ücret bordrosu düzenlenmesi sureti ile ücret ödemesi olarak giderleştirilmektedir. Burada, işverenler yasal sınırlar içerisinde kalan (brüt ücretin %5’ i) ödemelerde herhangi bir ek maliyete katlanmaksızın ödenen şahıs sigorta primlerini ücret gideri olarak giderleştirmektedir. Ancak, belirtilen sınırları aşan prim ödemelerinde aşan kısım net ücret ödemesi olarak kabul edileceğinden gelir vergisi ve damga vergisi yönünden brütleştirilerek bordroya ilave edilecek ve işveren ek maliyete katlanacaktır.
Beyan edilen gelirin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin %5’ini) ve asgarî ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir).
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri sayılmıştır. Buna göre sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları Kurumlar Vergisi mükellefidir. Bu durumda sigorta şirketleri, ister Anonim Şirket statüsünde ister kooperatif statüsünde kurulsun Kurumlar Vergisi mükellefi olup bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kazançlar Kurumlar Vergisine tabidir. Hukuki statüleri gereği Kurumlar Vergisine tabi olan sigorta şirketleri, bu özellikleri itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu ve ilgili tüm yasal düzenlemelere uymak zorundadırlar.